Kıymet Bilmez İnsanoğlu

Kıymet Bilmez İnsanoğlu

 

 Kıymet-Bilmez-İnsanoğlu
Kıymet bilmez insanoğlu, beş kuruşu on kuruşu yere düştüğünde almaya tenezzül dahi etmez. Beş kuruş der küçümser. Oysa hiç şu şekilde düşünmez; misal şehir içi otobüs parası iki tl yirmi beş kuruş ise ve cebinde iki tl yirmi kuruşu var ise o arabaya binemez. Beş kuruş o zaman değerlidir ama cebinde parası çokken eğilip de parayı almaya üşenir ya da utanır. Birde hep görür duyarız, adama piyango vuruyor beş yıl altı yıl yaşıyor paşalar gibi. Eee sonra ne oluyor? Para suyunu çekiyor ve adam eski işine geri dönüyor. İnsanoğlu için yok yok oluyor da var olanın bir gün biteceğini düşünemiyor. O parayı harcarken, sonu gelmeyecek sanıyor. Beş sene paşa hayatından sonra tüm ömür sürünüyor. Veya bir esnaf birden çok para kazanır. Daha çok kazanacağını sanır ve kazanacağını düşünerek harcar. Kazanamaz ise ne olur? Bin bir emekle açtığı dükkanını batırır. Oysa karar verse, düşünse, ona göre harcasa o duruma düşer mi?
                Başka bir örnekle Osmanlı İmparatorluğu; neydi hazine ağızına kadar doluydu. Üç kıta ya hükmediyordu. Altın saçıyordu. Osmanlı İmpratorluğu denince akan sular duruyordu. Peki, üç kıta ya hükmeden bu devlet nasıl son buldu? Nasıl, biliyor musunuz? Padişahlar insandı, sarayda yaşayan herkes insandı. Ve hiç bitmeyecek sanan insanoğlu yine kıymet bilmedi. Yedikçe yedi. Azaldığının farkına  varamadı. Zevke şaşa ya kapıldı. Ve ne oldu Osmanlı İmparatorluğu bile ne hallere düştü.  İçinde insanını barındırdığı devletlerin oyuncağı haline geldi. Hep böyle olur. Bu bir imparatorluk olabilir, bir insan olabilir ama insanoğlu kıymet bilmez. Kıymet bilse, elindekinin kıymetini bilebilse uzar ama kısalmaz. Yerinde sayar ama batmaz.
                İnsanoğlunu nefis insan yapar ve insanın başına da tüm belaları bu nefis denen şey getirir.

Bir önceki güzel sözümüz olan Ekmek Deyip Geçmeyin başlıklı yazımızda Ekmek, Ekmek Demek ve Ekmek Deyip Geçmeyin gibi etiketlerin yer aldığı sözler bulunmaktadır.